Çeviri: Tibet Şahin
Genç Filistinli yazar ve şair Nour El-Din Haggag, 5 Aralık’ta hayatını kaybetti. Bunu 7 Aralık’ta, Gazze’deki evlerinin bombalanması sonucu şair Rıfat El Arir’in ölümü takip etti. Nour El-Din’in son yazılarından biri, hayatını riske atma pahasına neden topraklarını terk etmeyi reddettiğini ve Gazze’de kalmayı seçtiğini açıklıyordu:
İyi akşamlar, Dünya,
Dün gece tüm iletişim ve internet kesildi. İmkansız olduğunu düşündüğüm başımıza geldi. Postacı tüm bu bombalama ve yıkımın içinde kapımıza bir daha gelemeyecek ve gazeteleri her gün yalnızca Gazze’nin yok edilişini yazacak. Belki de bir sonraki sayıda ölüm haberim çıkacak. Bombardıman şiddetleniyor ve korktuğumuz şeyin yaklaşmasıyla yüreğimiz ağzımızda duruyor, sessizlik içinde öleceğiz ve dünya bizim hakkımızda hiçbir şey bilmeyecek. Çığlık atamayacağız ya da son anlarımızı, son sözlerimizi kaydedemeyeceğiz.
Gazze Şehri'nin doğu yakasında küçük bir mahallede, Shuja'iyya'da yaşıyorum. Patlamalar geceleri durmak bilmiyor. Her çeşit patlama sesinin her yönden gelişini duyuyoruz. Evlerimizi ve kalplerimizi sarsan her büyük gürültüde birbirimize sarılıyoruz. Duyamayacağımız bir patlamanın geleceğini biliyoruz çünkü biz de onunla birlikte patlamış olacağız.
Ve bu yüzden şimdi yazıyorum. Belki de bu, özgür dünyayı dolaşacak, barış güvercinleriyle uçacak ve dünyaya, elde edebilirsek hayatı sevdiğimizi, ancak Gazze'de tüm yolların kapalı olduğunu ve ölümden sadece bir posta ya da bir tweet uzakta olduğumuzu söyleyecek son mesajım olacak.
TAMAM: Ben Nour el-Din Adnan Haggag, Filistinli bir yazarım. Yirmi yedi yaşındayım ve birçok hayalim var.
Ben bir sayı değilim ve ölüm haberimin, hayatı, mutluluğu, özgürlüğü, çocukların kahkahalarını, denizi, kahveyi, yazmayı, Feyruz'u ve neşe getiren her şeyi sevdiğimi söylemeden geçmesini reddediyorum... tüm bunlar kısa bir anda yok olmadan önce.
Hayallerimden biri, kitaplarımın dünyayı dolaşması, kalemimin damgasız pasaportlar ve reddedilen vizeler tarafından engellenmeyen kanatlara sahip olmasıdır.
Bir başka hayalim: küçük bir ailem olsun, kendime benzeyen bir oğlum olsun ve ona yatmadan önce hikâye anlatayım.
Ve en büyük hayalim, barışın ülkemi doldurması, çocukların kahkahalarının güneşten önce yükselmesi, bombanın düştüğü her yere bir gül dikmemiz ve yıkılan her duvara özgürlüğümüzü yazmamız, savaşın bizi rahat bırakması; hayatlarımızı nihayet bir kez olsun yaşamaktır.
Nour el-Din Haggag, Gazze, Filistin
28 Kasım 2023
Filistin halkının direnişinin zirvesinde şiir aracılığıyla kendilerini tanıtan bu yazar-şairler, bugün Filistinlilere karşı yürütülen savaşın 17.000 kurbanı arasında yer almaktadır.
Bu nedenle, diğer tüm kurbanlardan ve onlarla birlikte katledilen 6000 çocuktan, sakat bırakılan binlerce insanı saymazsak, diğerlerinden daha fazla yas tutmayı hak etmezler.
Yapay zekanın bombalamaları kasıtlı olarak yönlendirmek için kullanılması, bunun sunduğu projeksiyonlar, bunun amaçlanan hedefler hakkında sağladığı tahminler göz önüne alındığında, saldırganın şairlerin evini, bunun ima ettiği tüm sembolik yük ile hedef almasının kasıtlı olduğunu düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Eğer bu yapay zekanın bir "ruhu" olduğunun kanıtı olacaksa, o zaman böyle bir ruhun sembolik işlevi yalnızca bir yapaylığı yansıtmaktır. Aslında bu bir yandan Nour El-Din Haggag ve Refaat Alareer'in Nakba travması adına diğer Filistinliler gibi zalimin baskısı altında toprağı ve evi terk etmeyi reddetmeyi temsil ettiklerini unutmaktır, ancak her şeyden önce Filistin ruhu, Filistin direniş kültürü ve sembolik figürleri hakkında hiçbir şeyin anlaşılmadığına işaret eder.
75 yıl boyunca Filistinlilerin tüm kültürel tarihi şiir tarafından mesken tutuldu. Şair, halkına ilham veren kişi olarak görüldüğü kadar, halkın direnişinde ilham verdiği kişi olarak da görülür. Villon, Hugo, Eluard ve diğerlerinin zamanında Fransız direnişinin halkına bağlı oldukları ve karşılıklı olarak birbirlerine ilham verdikleri gibi, Filistin şiirini ve halkını birleştiren bağı okumak ve yeniden okumak bunu görmek için yeterlidir.
Bugün Gazzeliler, Batı Şeria'daki Filistinliler ve diasporadaki herkes Nour El-Din Haggag ve Refaat Alareer'in yasını tutuyorsa, kardeşleri arasındaki diğer herkes gibi onların da insanlığının yasını tutuyor, onlar aracılığıyla şiirin dokunduğu şeyin yasını tutuyor. Doğayla, zeytin ağacıyla, limon ağacıyla, yaseminle, üzerinde doğdukları topraklardan gelen parfümleriyle, hem doğal hem de ruhani meyvelerini besleyerek yetiştirdikleri şiirsel bağlarından koparılmak istenen şey için ağlıyorlar.
Ama bu gözyaşları, bombaların korkuttuğu toprağı ve ruhunu söndürüyor; yapay zeka bunu asla entegre edemeyecek, verilerine dahil edemeyecek, varlığa duyarsız kalacak.
Halkı tarafından yüceltilen bir şairin öldürülmesi, Filistin halkının uzun zamandır yazmakta olduğu direniş şiirinin devamını engellemek bir yana, onu daha da güçlendirmekten başka bir etki yaratmayacaktır. Nour El-Din Haggag ve Refaat Alareer bugün ruhen ölü olmak bir yana çok daha fazla hayattadırlar. Parmaklarından düşen kalem, onların ruhunun yol gösterdiği ellerde yeniden ortaya çıkıyor; yaşayan tarihin sayfalarında, Filistin FİKRİ’nin yazdığı ve yazmaya devam edeceği, özgürlüğe adanmış bir halk-şiirinin en yüce hâli için.
Cenazelerin her bakışı açık ve kapalı gözlerin yarışını seyretmekte
Rüyânın yaşama girişini görmezden geliyor
Ölüm, nehrin aktığı şiiri kesintiye uğratmaz ve onun yansımaları üzerinde
asla durmaz
Gerçekliğe açılan kapı çok uzaklarda
Philippe Tancelin
Şair-filozof
7 Aralık 2023
Eğer ölmem gerekiyorsa,
sen hikâyemi anlatmak için
yaşamalı,
eşyalarımı satmalı,
bir parça bez ve birkaç ip satın almalı (uzun ve ve beyaz kuyruklu olsun),
böylece Gazze'nin bir yerinde, babasının alevler içinde gitmesini beklerken
gözlerinin içine
cennete bakan bir çocuk
Kimseye,
Kendi etine,
Hatta kendisine bile
veda etmemiş
uçurtmayı, senin yaptığın uçurtmayı
yukarıda uçarken görecek ve bir an için bir meleğin sevgiyi geri getirdiğini düşünecek
Şayet ölmem gerekmişse,
Umut getirsin ölümüm
Bir hikâye kılınsın.
Rıfat El Arir