top of page

Hacimsiz Kütleler, Delikler, Boşluklar: Sercan Apaydın ile Söyleşi/Hüseyin Gökçe

“Derin Boşluk”, “Sahibinden”, “Internal Desing” ve “Han” adlı solo sergilerinin yanı sıra birçok karma sergide yer alan sanatçı Sercan Apaydın; manzara, mimari, mekan ve kent üzerinden işler üretir. Biraz zihnimizi birkaç yüzyıl öncesine götürürsek Romantizmin insanda duygulanımlara yol açan “manzara” anlayışının üzerinden çok sular aktığı görülür bu resimlerde. O manzaranın içinde beliren coşku, lirizm, heves ve heyecan yerini karamsar bir ruh haline bırakmıştır. Günümüzde o manzara duygunun sonuçlarını yaşadığımız söylenebilir. Onun bilincinde olarak kapitalizmin tarihsel sürecine, mimari ve mekandaki yansımalarına tanık eder sanatçı. Bu durumu tüm çıplaklığıyla bakışımıza ve ruhumuza yansıtır. Bir belleğe, hatıraya, anıya ve hisse yer bırakmayan bir kent kalmıştır elimizde. Kendi deyimiyle hacimsiz kütleler, delikler ve boşluklardır bize kalan. Fakat özellikle çivit maviyle kurduğu ilişki bütün bu karamsarlığı dağıtacak bir niteliğe sahip.


Ben söyleşiye biraz açıyı geniş tutarak başlamak istiyorum. Onun için Aydınlanmaya ve onun oluşturduğu algı, bakış ve düşünüşe kadar uzanmak niyetindeyim. Burjuva öznenin mitlerden akıl yoluyla kurtulmasını ve